AĞ-DA Toplumsal Cinsiyet Dayanışma Ağı Kuruldu
Facebook
Twitter
WhatsApp
AĞ-DA Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dayanışma Ağı kuruldu

Ağ-DA’dan Prof. Dr. Ülkü Doğanay “Aslında birlikte öğrenme ve eyleme alanı yaratma istedik. Birlikte güçlenebileceğimiz bir alan” diyor ve ekliyor: “Birbirimizin derdinde sahip çıkma diyebiliriz.”
Ankara Dayanışma Akademisi (ADA) ile BİRARADA Bilim, Sanat, Eğitim, Araştırma ve Dayanışma Derneği’nin iş birliğinde oluşturulan “Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dayanışma Ağı” farklı şehirlerden 38 sivil toplum örgütü ve 53 akademisyenin katılımıyla kuruldu.

Bu 53 akademisyen aynı zamanda Barış İçin Akademisyenler’ce kurulan Dayanışma Akademileri ile de ilişkili.

AĞ-DA’yı Avrupa Birliği destekliyor, yürütücülüğünü ise ADA ve BİRARADA Derneği üstleniyor. Ağ-Da, “Dayanışma Akademileri Ağı Aracılığıyla Toplumsal Cinsiyet Eşitliğini Geliştirme” projesinin bir parçası olarak faaliyete geçiyor.

Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Dayanışma Ağı, ağın içinde yer alan Sivil Toplum Örgütleri ve Dayanışma Akademilerinin politik atmosferin yarattığı engellerle baş edebilmek için birlikte çalışabilme becerilerini geliştirmelerine katkıda bulunmayı hedefliyor.

Bu hedef çerçevesinde, sivil toplum örgütleri ile akademisyenlerin toplumsal cinsiyet eşitliği alanındaki bilgi birikimi, araştırma ve alan deneyimini paylaşmalarını kolaylaştıracak kanalları geliştirmek amaçlanıyor.

Böylece, AĞ-DA’nın akademisyenlerin sivil toplum örgütlerinin alanda biriktirdiği savunuculuk, izleme, politika oluşturma deneyimi ile bağının yeniden kurulmasına; teori ile pratiğin bir araya getirilmesine ve birbirini besleyen alanlar olarak ortaklaşmasına; birlikte yürütülecek savunuculuk ve araştırma faaliyetlerinin çoğalmasına aracılık etmesi umuluyor.

“Birlikte güçlenebileceğimiz bir alan yaratmak istedik”

Proje Koordinatörü Prof. Dr. Ülkü Doğanay, AĞ-DA’nın bugun gerçekleştirilen çevrimiçi  İç İletişim Atölyesi arasında, Ağ’ı bianet’e anlattı. “AĞ-DA, yola toplumsal cinsiyet eşitliği alanında güç kaybeden akademi ile sivil toplum örgütleri arasındaki ilişkinin yeniden tesis edilmesine katkı sağlayabilmeyi umarak çıkıyor” diyen Doğanay, şu vurguları yapıyor:

“Dayanışma akademileri ile birlikte toplumsal cinsiyet eşitliği çalışan bu alandaki sivil toplum kurumları güç birliği oluşturacak bir ağ kurabilir miyiz diye düşündük.  Üniversitelerde toplumsal cinsiyet eşitliği alanında çalışmalar yürüten dersler tezler veren akademisyenler, Barış Bildirisi’ni imzaladığımız için dayanışma akademileri çatısı altında bir araya gelerek işimize devam etti.

“OHAL sürecinde ise akademide olan arkadaşlarımız, sivil toplum kurumları, LGBTİ+ haklar üzerine çalışan öğrencilerimiz, kadın hakları üzerine çalışanlar iktidarın saldırısına uğradı. Birlikte birbirimizden güç alabiliriz mücadele deneyimimizden yararlanabiliriz diye düşünürken bu ağ fikri gelişti.

“Aslında birlikte öğrenme ve eyleme alanı yaratma istedik. Birlikte güçlenebileceğimiz bir alan. Kendi alanımızda biriktirdiğimiz deneyimlerle hak savunucularının deneyimi bir araya getirebilecek birbirimizin yanında duracak oluşum yaratmak istedik.

“Aynı zamanda bu tahribatı belgelemek kayıt altına almak istedik. Çünkü sürekli yeni saldırılar ortaya çıkıyor eşitlik politikaları açısından, bu saldırılarla baş etmeye çalışırken belgelemek açığa çıkarmak adına yeterli gücü bulamıyoruz buna dair birlikte hareket edebilmek adına da kurduk bu ağı. Birbirimizin derdine sahip çıkmak diyebiliriz.

Rapor ve seminerler düzenlenecek

“AB’nin verdiği bir bütçe var bizim başlangıcımızı kolaylaştıracak. Atölyeler olacak ağın üyelerine açık olan. Eş zamanlı olarak kapsamlı bir araştırma planlıyoruz. Akademisyenler, sivil toplum kurumları, aktivistlere yönelik yüz yüze görüşmeler, odak grup çalışması anket ayağı olan kapsamlı bir rapor çalışmamız var; seneye bunu yayınlamak istiyoruz. En azından tahribatı anlatmış olacağız. Bu raporla, toplumsal cinsiyet alanında yaratılan tahribat açığa çıkmış olacak ve sorunlar üzerine de konuşabilecek.

“Araştırma sonuçlarının yayınlanmasının ardından birlikte online seminerler olacak dörder hafta gerçekleşecek, 12 online seminer planlanıyor. Alanın ihtiyaçlarına göre bazen akademik bazen yarı akademik bazen savunuculuk deneyimleri üzerinden bu seminerler.

Hibe destekleri

“Akademisyenlerle sivil toplumun bir araya geleceği çalışmaları güçlendirmek için hibeler vereceğiz. Ağın sürekli yaşayan ve proje etkinliklerinin dışına çıkabilen birlikte iş yapabilme gücünü arttıracak yönü olacak…”